30 Eylül 2023 Cumartesi
ZARİF BİR PERİNİN İLK ADIMLARIYDI DUYDUĞUM....
ZARİF BİR KANÛNİ PERİNİN İLK ADIMLARIYDI DUYDUĞUM....
TRT İstanbul Radyosu'nun Türk Sanat Mûsıkisi dinleyicilerine kazandırdığı bir albüm olarak bu akşam ki yazımda sizlere TRT İstanbul Radyosu Kanun Sanatçısı Funda Süyür'ün ilk bireysel çalışması olan "Uzak" albümünden eser örnekleri tanıtmak istedim. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim bu albümü borçlu olduğumuz tüm duygusal, birikimlerin dostluğumuzda harmanlandığı günler, dün gibi hatırımda. Fakat ben müziksel yazım sürecimi zaman içerisinde akademik yazılarla beslemeye çalıştıktan sonra çocukluk arkadaşımın her emeğine 10 yıl boyunca tanık olduğum sanat hayatının ilk ürünü hakkında ancak yazabiliyorum. Bizler objektif insanlar olduğumuzdan en tarafsız yorumları yapabilene kadar bekleriz. Ve inanın bir dosta uzaktan bakmak onu ayrı bir sanatçı olarak görmek çok kolay değil. Yine bugün bu yazıyı yazmamda bestecimizin son yıllarda artan yüksek verimliliği ve istikrarlı bir şekilde sanat hayatında verdiği ürünlerin olgunluk düzeyine ulaşma merdivenlerini tırmandığını gururla görmemin çok etkisi olmuştur.
"UZAK"
Kürdilihicazkar Saz Semaisi
Özlem
Kürdilihicazkar makamın, yapısal anlamı bakımından hüznü sevdayı, kimi zamanda en gizli duyguları melodik zenginlikteki yapısıyla anlatabileceğiniz nadir makamlardan biridir. Bu eserde bestekarımız sanki, dönemsel bir özlem anlatımında bulunmuş. Önceleri sakince, duygularını ifade eden bu özleyiş yerini yarı kederli hüzünlü geçişlere bırakarak sürdürdüğü tınılarını bir sonraki hanede daha aşikarane bir coşkuyla buluşturmuş ve eserin içerdiği geçkilerde dinleyiciyi adeta özlediği ne varsa ona doğru götürmüştür. Son hanede makama döndüğünde ise hissedeceğiniz hafif küskünlük tınısı ve hüzünlü bitiş eserin klasik kürdilihicazkar tınısıyla birleşince bizi vermek istediği duyguya ziyadesiyle ulaştırmıştır.
Sazım için.
Enstrümantal eserlerin En orijinallerinden biri olarak tercih edebileceğiniz bu eserde Akdeniz müziğinin olağanüstü lirikliğini ve sanki latin tınılarının çekiciliğini sizi bambaşka biryere alıp götürdüğünü hissedersiniz. Klasik formların ötesinde bir tınısı olan bu eser tarz bakımından gelecek nesillerin Türk Musıkisi'nin ağır, enstrümantal formlarına alternatif, yapısal bir örnek oluşturacak nitelikte gibi görülüyor.
Beklenen
Sevgili Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Bekleyenler için şiirini bize hissettiren bir eser tavsiyesi, isteseler bu besteden başkasını seçemezdim sanırım. Bu şiirden bir bölüm vermek isterim. Sanki bu şarkıyı size benim sözcüklerinden daha iyi anlatabilir.
"Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler...."
"Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsenn
Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım"...
Renkler
Yine bu albümün öne çıkan enstrümantal eserlerinden biri. Form itibariyle Serbest bir tarz seçilmiş olan Bu eserin yüksek perdedeki tınıları Ve geçişleri Bize bir yağmur sonrası açan bir gökkuşağının Sh k
harelerinde Bir gezinti sunmuş.
Umut
Zamanın içinde saklanıp
Hapsolur tüm acılar.
Sadece sevginle beslenir.
Kalbime sızan Umut
Tutsak olmam ben karanlığa
İçimde kopsa da fırtına
Bilirim, yalnızlık rıhtımında
Beklersin sen beni, Umut....
Tınısı Bir hayli, romantik olan bu eserde ,
derin bir hüznün barındırdığı umuda seslenişi duyumsuyorsunuz...
Hicazkar sirto
Hicazkar makamı melodik içeriğiyle hem hareketli hem hüzünlü eserleri dinleyebileceğiniz nadir makamlardan biridir. Sirto ise enstrümantal Türk Müziğinin hareketli ve neşeli formlarından biridir.
Bu eserdeki Ezgisel ritmik yapı sirto formunun yeni bir anlayışla yorumlanması gibi görünüyor...
Albümde öne çıkan eserlerden sizlere bir tanıtım yapmaya çalıştım nacizane. Kendiniz dinleme şansı bulursanız söylediklerimden de fazlasını bulabileceğinize inanıyorum.
Bestekarın kendi duygusal ve düşsel dünyasının sanatlı anlatımlarının ilk ürünü olan bu albüm. Onun sanat hayatında hep ayrı biryere sahip olacak gibi görünüyor.
Bu eserleri ve daha fazlasını Sn. Funda SÜYÜR'ün youtube kanalında izleyebilirsiniz.
..
21 Eylül 2023 Perşembe
BİR TÜRKIYE MASALI -3-
Melek Cumhurbaşkanı ülkesinde günden gune artan sorunlar başetmeye çalışırken düşman ülkenin casus prensesinin aği gitgide genişliyordu. Cok kalabalik bir destekçisi vardi öyle ki sanki herşeyi bir anda alt üst edivereceklermis gibi hazirliklar icerisindelerdi. Peri kizi o sirada komşu ülkenin kralindan yardim istedi. Melek Cumhurbaskani bundan cok hoslanmayacakti cunku her şeyi kendisi halletmeye calisirdi. Komşu ülkenin kralı da peri kızinın iyi niyetini bildiği için ona yardim etmeyi kabul etti. O sırada Melek Cumhurbaşkanı hiç beklemediği bir haber aldı. Peri kızı ona bir gerçeği fısıldadı. Melek Cumhurbaşkanı'yla peri kızının herkesden gizledikleri bir oğlu vardı. Yani o herkesin peşinde olduğu anahtar aslında peri kızının çocuklarina coktan gecmisti bile. İs guçlerini birlestirip ülkelerini kurtarmaya kalmisti. Komşu ülkenin kralı çok iyi kalpli ve çok duygusal biriydi. O da onlarin bu cabasina cocuklari koruyarak katkisini sunmaya karar verdi. Bu arada Okyanuslar ötesindeki ülkenin iyilik timsali eski krali da bu yeni habere sevinmis ve cocuklarin etrafinda bir sevgi cemberi kurulmasini istemisti. Uzak ulkenin Krallarindan biri de iyi kalpli eşiyle onlara yardim etmeye karar vermisti. O ne kadar uzakta olsa da halen ülkede çok sevilen ve cok guçlu bir kraldi. Bu arada Melek Cumhurbaskani komşu ulkenin kralina bir kiskanclik duymaya basladi. Peri kizi ile bu kral arasindaki yakinlasma dikkatini cekmisti. Melek Cumhurbaskani sevdiklerini de ülkesini de fazlaca sahiplenen biriydi. Aslinda en büyuk problem herseyi kendi basina halledebilecegini dusunmesinden kaynaklaniyordu. Okyanuslar ötesindeki ulkenin eski iyilik timsali Krali bizim hep yanimizdaydi oysa ki. Bakalim 4.bölümde neler olacak ? Sehzadeler guclerini birlestirecek mi? Melek Cumhurbaskani ile Peri kizinin arasinda neler yasanacak? Peri kizi ile komşu ülkenin krali arasinda sahiden birsey olacak mi? Cocuklar bu duruma ne diyecek ?Bu konudaki büyuk haber ne ? Isler bu kadar kolay mi ilerleyecekti ? görüsmek uzere
16 Eylül 2023 Cumartesi
SEN GİDERKEN BEN...
SEN GİDERKEN BEN…
Anlamıştım gideceğini. Rüyamda Ay batmıştı bir gece öncesi. Yüreğim dar, içim huzursuz bir bekleyiş içerisindeydim. Gözlerinin elâsı bir başkaydı son günümüzde. Yeşil pırıltıları yoktu sanki. Derin bir sessizlik vardı aramızda. Çok çok az şeydi konuştuğumuz. Konuşabildiğinde sorabildiğin tek soruydu “Niye ?” ”Dilek Niye ?” Benim biricik Anneciğim… Çok az şeyin cevabını veremedim ben ömrümce. Bu da onlardan biriydi. Niye ? Tabii ki güzelliklerle doldurduğun özel bir hayatın bitişinde, demek istediklerinden de fazlası vardı bu sorunun içinde. Niye daha fazla zamanımız olmadı ? Niye ben senin mutlu günlerini daha fazla göremedim ? Niye ayrılıyoruz ? Ve belki de daha pek çok şey.
Sen giderken ben bu soruların cevaplarını hep düşündüm. O sabah geldiğin meleklerin arasına dönmeye karar verdiğin o sabah. Bir kerecik gözlerime baktın. Yüreğime, aklıma, tüm günlerime asılı kalan o son bakışında da bulamadım cevabını.
Sen giderken ben sana söz verdiğim gibi güçlü durdum. Ağlamadım, Seni uğurlarken Cennetin koylarına. Öylece durdum. Öylece… Sessiz… Derin… ve Hüzünlü…
Sen giderken ben zamanı Seninle durdurdum. 16 Eylül 2011 Cuma sabahı 06.45. Her sabah 06.45 olduğu zaman saat vedalaşıyorum hala Seninle...
Sen giderken ben yüzüme gözlerimin en gizli yerine oturan bir acıyla baktım ardından. Gözlerindeki ışığı hiç kaybetme derdin ya, o ışığın yerinde yokluğun var artık.
Sen giderken ben kavuşacağımız anı düşledim. Bilmiyorum Senin olduğun yerdeki zaman birimini ve ne kadar var o güne elbette bilmiyorum. Ama biz her seyahatten sonra kavuştuğumuzda şöyle bir kokumuzu içimize çekerdik ya, deli bir sarılmamız olurdu, hemen sonrasında Senin yaptığın muhteşem kahveler. O anı düşledim hep. Sabahları hala beni uğurladığın pencereye bakıyorum. Eve geldiğimde beni karşıladığın o gülümseyişini arıyorum. Sevgiden yarattığın, büyük bir dostlukla çevrelediğin, daima dikkate aldığım öğütlerle beslediğin, mutluluk dolu ilişkimizin her anısını ben özenle koruyorum. O güne kadar da böyle yapacağım.
Sen giderken ben olmadığın bir dünyaya her gözlerimi açtığımda sabahları “Yavrucuğum geç kalıyorsun” diyen sesini aradım. Sonra yatağımda öylece büzüştüm dakikalarca. Sonra bu sabahlara müzikle uyanmaya karar verdiğimde Münir Nurettin’in o eşsiz bestesi denk geldi ‘playlist’imde.
“Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Beni sensiz bıraktın
Beni bensiz bıraktın”
Müzikle uyanmaktan da vazgeçtim o vakit. Hayatıma Senin dahil ettiğin ve benzersiz emeklerle ilerlememi sağladığın müzik bile canımı acıtır olmuş farkında olmadan.
Sen giderken ben Seninle gelmek istedim bir an biliyor musun ? Ellerini tutmak istedim korkma diye. Birlikte yürüyelim istedim o sonsuz ışığa. Neden durdum biliyor musun ? Sana verdiğim sözleri düşündüm. Neler yapmamı istediğini. Düşlerimizi. Senin ne kadar cesur bir kadın olduğunu, korkmadan Senin için hazırlanmış o kutsal yere her zamanki asaletinle gidebileceğini düşündüm. Ve sözlerimi tutmaya karar verdim.
Sen giderken ben Lâl oldum Anne. Dilimle, gözlerimle, kalbimle sustum. Bağırmak istedim. Haykırmak istedim “Gitme” diye. Ama sustum. Bağırmayacaksın demiştin. Bağıramadım bende. Sen giderken ben Lâl oldum, durdum.
Sen giderken ben bin ömrüm olsa bininde de Senin Annem olmanı seçeceğimi anladım. Bana verdiğin bin ömürlük sevgi için Sana minnettarım. Seçilerek gönderildiğin ve artık geri döndüğün meleklerin arasındaki sonsuz yolculuğunda bir gün yolumuz kesişirse o muhteşem gülüşünle bir kez gülümse yeter. En çok onu özlüyorum çünkü. Rahat uyu Anneciğim. Sen giderken beni gururla andığım bir isimle bıraktın. Teşekkür ederim Anne. Çok teşekkür ederim…
11 Eylül 2023 Pazartesi
BİR TÜRKİYE MASALI 2
Melek Cumhurbaşkanınin ülkesi icin mücadelesi sürüyordu. Sadece ülkesini degil tum insanlıgı düşünerek bir takım adımlar atmak üzereydi... Fakat bir talihsizlik oldu... Melek Cumhurbaşkani düsman ulkenin casus prensesine aşik oldu. Bu felaketlerin habercisiydi çünki lanet böyle başlayacaktı... Gun gectikce ülkesiyle ilgili kaygilarini unuttu bu prenses gorunumlu sahtekar cadinin yarattigi büyü aleminde kaybolmak uzereydi. Gözü gibi baktigi ülkesinin gerceklerinden bile kopmustu. Halk çok üzülüyordu. Çünki onun gibisi bir daha gelmezdi. O sırada gercek gücü elinde bulunduran bir peri hakikatleri halka haykirmaya basladi. Melek Cumhurbaskanini o büyü aleminin icinden cikarip gerceklere döndürüp ülkesini kurtarabilecek tek anahtar ondaydi. Uzun bir zaman sonra ama cok uzun bir zaman sonra Melek Cumhurbaslani bu gercegi farketti ancak dusmani olan güruh bu periyi hapsedip halki ve Melek Cumhurbaskanini yarattiklari büyü aleminde yok etmeye kararliydi.Melek Cumhurbaskani bir anda aski ilgili kuskuya düştü ve cok uzuldu. Ancak bu dusman topluluk bu periyi ve anahtari bir türlü ele gecireniyorlardi. O sirada bir surpriz oldu. Hem Melek Cumhurbaskanini hem perikizını hem de anahtari kim kurtaracaktı ? Hikayenin 3.bölümunde görüşmek uzere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)