Tanburi Küçük Artin'in Yazma Eserlerinde
Musıki'nin Beğeni Kriteri
Türk Müziği'nde musıki ilmini yazan yazarların çoğundan farklı bir yazım üslubu olan Tanburi Küçük Artin hayatı boyunca bulunduğu bölgelerdeki musıki deneyimlerini, çalıştığı müzik teorilerini, bir arada, müzik yaptığı üstatları, onlardan öğrendiklerini ve kendi ilmi ile geliştirdiği müzik nazariyatı sistemini Hamparsum notası olarak adlandırdığımız özel bir nota yazım biçiminin geliştirilmiş haliyle Karamanlica alfabesinin de unsurlarıyla musıki literatürüne iki yazma eser kazandırmıştır. Bu eserler ünlü müzik tarihi araştırmacısı Eugenia Popescu Judetz tarafından çeviri, yazım ile hazırlanılmış İngilizce ve Türkçe olarak kendi yorumlarını da içeren bir araştırmayla kitap haline getirilmiştir.
Bir 18. yüzyıl klasiği olarak müzik tarihimizde yer alan Tanburi Küçük Artin Ermeni bir müzisyen ve seyyahtır. Çalışmalarında geniş bir kültürel alana yayılarak, Türk ve Hint müzikleri alanında teori ve icra teknikleri bakımından o dönemin musıkisini detaylı ve farklı bakış açılarıyla bize ulaştırmıştır. Birçok üstat ve mecliste bulunarak, elde ettiği birikimini kaleme aldığı bu iki yazma eseri incelediğimizde müzik nazariyatının makam yapısı, usul İçerikleri, çalgılar, farklı bir nota yazım sistemi, Tanbur ve Ney sazının özellikleri, bu sazların icra teknikleri, ilim adamlarının görüşleri ve musıkinin beğenilmesindeki estetik bakışı bizlere kazandırarak çok önemli bilgiler edinmemizi sağlamıştır.
Tanburi Küçük Artin'in Türk Müziği Estetiği üzerine görüşleri şimdiye kadar gördüğümüz estetik beğenilere dair tanımlamalardan çok farklı ve alışılmışın dışında bir bakış açısına sahiptir. Elyazması eserinin 6. bölümünde üstatlar arasında musıki üzerine yapılan bir konuşmayı naklettiği bir husustan estetik bakışını görebilmekteyiz.
" Kelân hükemâya bir hükema sordu ki; Musıki'nin tesiri(*) nedendir? Kelân hükemâ dedi ki " Bu ilim ruhanidir, ilimdir ve kulağın marifetidir." Çünkü insanın aynasıdır. Dört terkibdendir. Bu dört terkibden ikisi âliya ikisi suflidir. Aliya hangisi sufli hangisi dersen? Âliya ateşi ve hava, sufli toprakla su'dur. Evveli ki insan dört terkibdendir. Dört terkibin biri insana galip olmalı ki kiminin ateşi galip kimisinin havası galip, kimisinin suyu galip kimisinin toprağı galip. O ateşi galip olan kimseye badi makam agaze edenin gibi ona bir bükâ gelir. O ki havası galip olan kimseye ateşi makam agaze edindiğin (agaze etmek: ses vermek, dinletmek) gibi ona onun gibi bükâ gelir ve safa gelir. O ki suya galip olan kimseye ab-ı makam agaze ettiğin gibi ona da bükâ gelir safâ gelir. O ki toprağı galip olan kimseye abı makam agaze ettiğin gibi ona da bükâ gelir ve safa gelir. O haz etmemek neden gelir dersen ateşi galip olan kimseye abı makam agaze ettiğin gibi o abı makamdan haz etmez. Niçin dersen ? Zıddıyet sebebi için. Ona kezâlik havası galip olan kimseye haki makam agaze ettiğin gibi haz etmez zıddıyeti sebebi için. Suya galip olan kimseye ateşi makam agaze ettiğin gibi haz etmez zıddıyeti sebebi için . Ona kezâlik toprağı galip olan kimseye badi makam agaze ettiğin gibi haz etmez zıddıyeti sebebi için."
Bu görüş bizim musıki alanında bu yüzyıldaki kaynaklarda rastladığımız en farklı estetik bakış açısıdır. Diğer edvar ve eserlerde görebileceğimiz üzere estetik bakış açıları, kurallara uygunluk musıki bestelerinin formlarında kusursuzluk gibi kavramlardan yola çıkarak oluşturuluyor iken Bu eserde, biz doğadaki dört elementin insan üzerindeki etkisine göre beğenilerin şekillendiği düşüncesini görüyoruz. Estetik beğeni ölçütlerinde daha önce böyle bir bakışa rastlamadık. Bu dört elementin doğaya ve insan yaşamına ve de insan tabiatına etkisi ilkçağ filozoflarından günümüze kadar hep araştırma konusu olmuştur. Tabiattaki yerleri, insanlardaki karakteristik etkileri ve bilim alanında pekçok konu bu dört elemente izafe ettirilerek araştırılmıştır. Lakin musıki adına estetik betimlemelerde ilk kez karşımıza çıkmaktadır.
Antik Yunan'dan Aristo ve Eflatun ile günümüze kadar gelen dört element düşüncesi ve kuramları İslam filozoflarınca geliştirilerek Doğu musıkisi kurallarında Bu dört element dört şubeye (küçük ses grupları), yedi gezegen yedi agazeye ( makam dizilerini oluşturan ses grupları), yine astronomi yöntemine geliştirilmiş, on iki burç, on iki makam ile bağdaştırılmıştır. Ancak, astronomi temelli bu müzik teorisi düzeninin, estetik bir bakışla ele alındığına bu kaynaklarda rastlanmamıştır. Biz dört element ve astronomi temelindeki sistemsel müzik teorisi çalışmalarının estetik değerlendirmede de kullanıldığını ilk kez Tanburi Küçük Artin'in yazma eserlerinde gördük.
Doğadaki dört elementin insan doğasındaki etkilerine göre beğenilerin oluştuğu yönünde hükemaların görüşünü, bizlerle paylaşan Tanburi Küçük Artin'in yazma eserinde subjektiviteye dayalı bir yorum olarak kabul edebiliriz. Şöyle ki; insan doğasında galip gelen hangi element ise o elementin biraraya gelebileceği özellikleri taşıyan diğer elementin ağırlıklı olduğu eserlerin beğenilmesi Bireye özgü, subjektif bir estetik görüş anlamına gelmektedir. Zira 18. yüzyılda incelediğimiz diğer kaynaklarda daha genele yayılan ve musiki ilminin esaslarının gözönünde bulundurulduğu estetik değerlendirmeler yer almaktadır. Buna rağmen elementlere dayalı tercihler neticesinde geliştirilen estetik algı teorisi müzikte dikkate değer ve alışılmışın dışında bir görüş olarak faydalanılmaya ve geliştirilmeye uygun bir konudur.
KAYNAKÇA
JUDETZ, EUGENIA POPESCU: "TANBURİ KÜÇÜK ARTİN - A MUSICAL TRATISE OF THE EIGHTEEN CENTURY. PAN YAYINCILIK . 2002. İSTANBUL.