13 Nisan 2018 Cuma

LEYLÂ'DAN GEÇMEDEN....

Aşk üzerine ne vakittir bu blog da bir şeyler paylaşamamıştım sizlerle...
Annemin hatırasına dair son kaleme aldıklarım yaşasın istedim....
Ancak...
Yazmak sonsuzluğun içinde bir zerre de olsa var kılmak yaşanılanları...
"En Kıymetli Nesne Aşk" ise Onu en kıymetli kemalât noktasında ele alabilmeyi beklemek belki de bu kadar zaman aldı....
"Leylâ'dan geçmeden,
Mevlâ'ya varılır mı ? "
Diyor büyükler En kıymetli nesnenin En büyük sınava kâbil olduğunu ifade ederek...
Katılmayı çok istiyorum...
Ancak bu noktada ayrılıyoruz bugün için Onlarla...
Zira, Aşkı Yaradanın bize onu kaybettirip Kendisine yürümemiz için bir yokluk geçişi tercih ettirmesinden ziyâde Aşk'la kendisine yürümemizi yeğlediğine inanmayı tercih ediyorum....
Öyle ulvi bir duyguyu kalbimize "vazgeçilsin" diye koyma zahmetinde bulunmayacağını düşünüyorum...
Boyle Yüce bir Yaradanın 'Seni mi daha çok seviyor Beni mi" diye aşıklara acımasızca bir kader oyunu oynamayacak kadar Özel olduğuna inanmak istiyorum...
Öyle ise Leylâ'dan geçmeyi değil belki onunla Kendi huzuruna geçmeyi düşünce kılıyordur...
"Gönlü boş geçmiş yalnız Kendi aşkına kalbini açmış bir kula o benzersiz Aşk'ının lezzetini bir önceki sahnede yaşatıp bak burda daha güzeli var' demek mi istiyor bilemem...
Lâkin kendisine yürürken Leylâ'yı da yanında götürmenin bir mahsur teşkil edeceğini düşünmüyorum...
O bilir çünkü kimin yerinin nerede olduğunu...
"Leylâ'dan geçmeden Mevlâ'ya varılır mi ?"
Peki....
"Leylâ ile yine O'na varılamaz mı ? "

3 yorum:

  1. Bizim ona giderkenki karsiliksiz sevebilme becerimizi ve bu sevginin derecelerini gormek istiyor Bence...
    Sonucta o sevgi seviyesine ulasanlar oraya erisebilecekler.diye dusunuyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Leylâ'dan geçmeden Mevlâ'ya varılmazmış....

    YanıtlaSil