20 Temmuz 2023 Perşembe

MİRAS AÇIKLAMASI

Şimdi nasıl olduğunu bilmiyorum ama gerek öz gerek üvey bir takim bağlardan kaynaklanan ve yillardir uzerime sayisiz kahpelik kurulmasina sebep olan haklari sadece bende toplanmis tüm ailelerin miraslariyla ilgili son açıklamamdir: -Sn.Üzeyir Garih ile ilgili tüm miras haklarini Garih ailesine Holding yönetimiyle ilgili tum haklari da Sn.Leyla Alaton'a -Rahmetli Arkadasim Avukat Elâ Kurt ile ilgili Japonya baglantili tüm miras haklarini Sn.Alâaddin Çakıcı'ya -Rahmetli Arkadaşım Özlem Hoyman'in haklarini Suleyman Seba ve Besiktas Kulübüne -Sn.Mehmet Agar'in babasi Zülfikar Ağar'dan kalan tüm haklari Sn.Mehmet Ağar'a -Rahmetli annem Sn.Meral Cer Ozkan in Sumerbank vesilesiyle sahip oldugu tüm haklari da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Baskani Sn.Dr.Devlet Bahçeli'ye bu kadar asagiliklik, kahpelik ve tacize ragmen yerinde olan akil ve ruh sagligimla hic bir baski altinda kalmadan devrediyorum. ilgili kisiler temsilcilerini Edremit Akcay'a gondererek belgelerini bana imzalatabilirler. Saygilarimla.

10 Haziran 2023 Cumartesi

TÜRKIYE CUMHURIYETI BIRIMLERINE

TÜRKİYE CUMHURİYETI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI; MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI; İÇİŞLERİ BAKANLIĞI; TERÖRLE MÜCADELE BİRİMLERI; KONU: SON BİR KAÇ YILDIR ÜLKE GENELİNDE VE KİŞİSEL YAŞANTIMDA YAŞANAN HER TÜRLÜ GARİP OLAYLAR NETİCESİNDE YAPTIĞIM ARAŞTIRMALAR DOĞRULTUSUNDA ULAŞTIĞIM BÜYÜK TERÖRİZE OLUŞUMUN DETAYLARI KİŞİ VE BAĞLANTILARI ÜZERİNE. RİCAM ODUR Kİ YAZILANLARI BİR HIKAYE YA DA ŞİKAYET DILEKÇESİ GIBI OKUMAMANIZ ARAŞTIRMA VE CIDDI TAKIP AMACIYLA OKUMANIZDIR. ZİRA ULAŞTIĞIM SONUÇLARIN TÜM DELİLLERI MEVCUTTUR. BU BİLGİLER IŞIĞINDA SİZE ULAŞTIRILACAKTIR. YAKLAŞIK 8 YILLIK BİR SÜREÇTİR ARDARDA SAYISIZ TATSIZLIK YAŞAMAKTAYIM. BU HAYATIMIN TÜM DİLİMLERINDE OLMUŞ OLSA DA SON 8 YILDA İYİCE DOZUNU ARTTIRMIŞ OLDUĞUNDAN BİR ANORMALLİK OLDUGUNU HISSEDEREK YAPMIŞ OLDUGUM ARAŞTIRMALAR DOĞRULTUSUNDA BUNUN NORMAL BİR İNSANIN HAYATINDA YAŞANAN SIRADAN TALIHSIZLIKLER ZİNCİRİ OLMAYIP, ÇİRKİN EMELLERİ OLAN, SONU VATAN HAİNLİĞİNE KADAR DAYANAN, KOLEKTİF TERÖRİZE BIR YAPININ GERÇEKLİŞTİRDIĞİ FAALIYETLER OLDUĞUNA GEÇ DE OLSA ULAŞTIM. BU 8 YILLIK SÜRECI BURADA BELIRTMEYLE BERABER ASLINDA BU 8 YILLIK SÜREÇ SAYESINDE TÜM HAYATIMIZA YAYILMIŞ OLAN BU OLAYLAR BÜTÜNÜNÜ KİMİ ZAMAN GENELDEN ÖZELE KİMİ ZAMAN ÖZELDEN GENELE GİDEREK SİZLERE İZAH ETMEYE ÇALIŞACAĞIM. BİLİNİZ Kİ BURADA HER ŞEY EKSİKSİZ DOĞRU VE GERÇEKLERDEN OLUŞMAKTADIR. 2014 Haziran ayında Halkalı Oxford Doğa Koleji'nden etkim dışında gelişen tatsizliklardan dolayi -ki bu tatsızlıklar tüm iş hayatımda olmuştur zira bugün tespitlerini yapabildiğim topluluk belirli zamanlamalarla hep birilerini iyi giden çalışmaları bozmakla görevlendirmişcesine hayatıma sokmuştur- istifa ettikten sonra uzunca bir zaman iş bulamadım. O kadar başarılı bir tahsil hayatım ve çalışmalarımda sahne başarılarım olmasına rağmen bir türlü başvurularımdan sonuç alamıyordum. Bu yaşanılan sürecin Sn.Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün görevini bırakmasıyla birlikte başlaması buradaki dikkat çeken notlardan biri olmalıdır. Uzunca bir sure çok zorlanarak yaşadım. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji Doktora bölumündeki eğitimim de bu sebeple yarım kaldı. Arkadaşlarımın desteğiyle ve rahmetli annemin küçük geliriyle yaşamaya çalışırken haliyle ev kiramı ödeyemedim. 2015 yılı Ramazan Ayı'nda 30 Haziran 2015'de maalesef Ataköy 5.kısım A-3 d.19'daki evim icra yoluyla polisler tarafından sabah erken saatte basılmak suretiyle tahliye edilmeye çalışıldığı sırada arkadaşım olarak bildiğim Elmas Pampal beni aradı ve durumu ona anlattım Kerim Kırım ile evlendiği icin evinin 1 aylığına boş kalacağını onda misafir olabileceğimi söyledi. Çaresiz kabul ettim hatta kendisine minnettar olarak. Ancak bunun sonradan bu Fetullah Gulen'e dahil gorunen ancak kendi halinde insanlar gibi gorunup ES ES faaliyetleri cercevesinde Gulen cemaatine de zarar veren bu yapılanmayı zor duruma düşürulüp sahip çıkmışlar gibi göstererek yaşadığımız sıkıntılardan bir nasip umacaklarını nereden bilebilirdim ? Nitekim orada 1 ay misafir bulunduktan sonra yine arkadaşım olarak bildigim Funda Süyür'ün ve aslında tüm bu garipliklerin sebebi olduğunu bu kolektif terör örgütünün birincil olarak kendisinin amaçlarina hizmet ettiğini hiç bilmeden ve anlamadan Mimaroba'daki evinde misafir oldum. Burada aylar geciyor olmasına rağmen maalesef yine iş bulamıyordum. En son Funda Süyür'ün babası oldukça kötü bir biçimde hakaret edince teyzemin kızi olarak bildigim ancak daha sonra haklarındaki acı gerceği öğrendigim Seçil Sarıca'yı aramak zorunda kaldım. Tüm bu olaylar sırasında denize düşen yılana sarılır misali oradan oraya emek verdiğim hayatımla oynanmasını seyrediyor gibiydim ama çaresizdim olayları anlamlandırabileceğim yardımlar henüz ulaşmamıştı ve ben sadece inancım doğrultusunda isyan etmeden kabullenmeye çalışıyordum. Sanki bir biryerlerden gizlenmeye çalışılıyor ortalıktan yok edilmeye çalışılıyor gibiydim. Seçil Sarıca ve eşinin evinde ki bugün şükrediyorum canımı kurtardığıma bunun nedenlerini dilekçe sonunda açıklayacağım hiç bir gelirleri yokken ailemin kendilerine sağladığı imkanlarla herseylerini edinmişken bana orada gösterdikleri kabalığı sonra anlamlandırabildim her zaman olduğu gibi. Oradan da abim Mustafa Cengizhan Özkan'ı aradım. Sagolsun gelip aldi. Abimlerde misafir olurken nasıl oldu ise hem Tuzla Fen Koleji hem Caz Müzik Merkezi'nde işe başladim abimin komşusu Şafak Hanım'in Fi Yapı daki dairesini tuttum eşyalarını aldim bir kaç ay bir sorun yaşamadık. 15 Temmuz da Fetullah Gülen topluluğunun "Mustafa Koç" kanadina yapılan darbeyle beraber bizim gene sahnede son derece başarılı işler yapmamıza ve bir grup arkadaşımızla uyum içinde olmamıza ragmen bir anda Fen Koleji'ndeki işime son verildi. Haliyle ödemelerim aksayacakti. Caz Müzik merkezinde bugün hala desteklerini gördüğüm buyük bir öğrenci topluluguyla 1 yıl daha çalışmaya devam ettim. Ancak kazancim yine kiramı ve aidatlarımi karşılayamadığından evimi tahliye etmek zorunda kaldim. O sırada hayvan beslemeye de basladigim icin hayvanlarim da ben de çok zor günler geçirdik.. Daha sonra Beykoz Çamlıbahçe deki evime tasindim... Aylarca burada da is bulamadim. Beyaz esyalarimi satmak zorunda kaldım. Nun okullarında dönem arasi is buldum. Ancak yeni alışma surecinde istemeyerek sabah bir iki derse gec kaldim ve bir iki yanlis anlasilmis iletisim sebepleriyle istifaya zorlandim. Hatta donem sonuna kadar odeme yapmayi teklif ettiler calismadigim zaman dilimine ait bir parayı almayı reddettim. Ve aylar gecti ben yine iş bulamadım. Bu sırada Aralık ayında bir takim telefonlar ve gönderilerle video şantajina ugramaya basladim. Bu santajlarda adi gecen şahıs Ayvansaray üni. Sinema Tv Ogretim Gor. Ali Öztürk tü. Kendisine aşırı tepki verdim. Ve hakkımda utanmadan sikayetci olmuş. Bu kadar iş bulamayıp itibar zedelenmesinin adı geçen bu şahsın video şantajiyla ilgili olduğunu öğrendim. 24 Kasım 2018 de Tuzla'ya velilerimle Ogretmenler Günü nü kutlamaya giderken göz altına alındım. Utanmadan hakkimda şikayetçi olan bu şahsın şikayeti nedeniyle. Hafta sonu oldugu icin Orhanli emniyetinde 2 gün göz altinda kaldim. Savciya ifademi verdim ve evime döndüm. 1 Hafta sonra yine polislerle basilmak suretiyle esyalarim disari atildi 3 Aralık 2018'de sokakta kaldım. O sırada bu video şantajını Ali Öztürk beni yetiştiren babam Orhan Özkan ve 2003 yılında Selim Pars kolejinde birlikte çalıştığım Ayfer Sitoçi Mak Elmas Pampal tarafından işbirliği içinde oluşturulduğunu öğrendim. Ve maalesef her gittiğim yerde kullanıldığını. Ali Öztürk'ün utanmadan yaptigi şikayeti neticesinde acilan mahkemede hakim bunu arz etmeme musade etmeden 5 yil sartli tahliye ile sanki suçlu olan benmişim gibi dosyayı aleyhime kapattı. Haliyle bir anda sokakta kalınca bu olayın devamını getiremedim. Ceza almasi gereken ben miyim? Insanlarin hayatiyla video şantajiyla oynayabileceklerini dusunenler mi ? O akşam komşularımın yardımıyla Kayışdağı'nda bulunan belediyenin evsizler misafirhanesinde kaldim. Ertesi gün işte tüm olayların patlak verdiği ve tüm düğümü çözmeye başladığım Beykoz Ortaçeşme mah. Çayır cad. Hüviyet çıkmazi no 4. D. 1 numaralı evi tuttum. Aynı zamanda ilçe milli egitime başvurarak Beykoz Anadolu Lisesi Ücretli Müzik Öğretmenliğine başladım. Ayni zamanda Anadolu Hisarı Renk Sanat Merkezi'nde piyano öğretmenligi yapıp özel ders vermeye de başladım. Bir süre evimin eksiklerini giderdim çevreden dostlar edindim. Velilerim aile gibi oldular. Arkadaşım Arzu Alansal ve ailesinden çok destek gordüm. İslerim yoluna girince öz babam da olmadiğı ve ailemize karsi yaptigi sayisiz sorumsuzluk kumar ve icki hayatinin getirdigi aile birligine aykiri sayisiz davranis nedeniyle kendisiyle bagim kopmus olan beni yetistiren babam Orhan Özkan i cevreme ayip olmasin diye orada bulunmasinin sebebi kendi sorumsuz yasantisi olmasina ragmen huzurevinden cikardim. Islerim iyi gidiyordu arkadasim Arzu Alansal in Tokatkoy de son derece yaslilarin yasamasina uygun evine yerlestirdim. O sirada tabii ucretli ogretmenlik oldugu icin Anadolu Hisari'nda Mehmet Emin Pulatkonak Ortaokulu nda derslere basladim bir de ogretmenlere seminer yaparak calismalarimi verimlilikle surdururken babama da hafta sonu aksami gidip yemeklerini yapip hatirini sormayi ihmal etmedim. Pandemi sureci basladiginda dünyada hic bir yaslinin bakilmayacagi kadar ozenle baktim. Sadece oruç tuttugum icin iki gün gidemedim diye ailemize girdigi günden itibaren sanki tüm gorevi iyilik kisvesi altinda tüm hayatimizla ugrasmakmis gibi olan yengem Sevda Özkan la Tuzla'ya tasindigini ogrendim. O sirada mahallede olan gariplikler cogalmisti Pandemi baslangicinda derslere gidip geldigim icin tam anlamlandiramiyordum. Sayisiz kabalik taciz ve kavga ortami bir anda mahalleyi huzursuz hale getirmisti. Iste bütün bu sureci 2022 Ekim ayi sonunda savciliga verdigim şikayet dilekçesinden aşağıdaki ek ile takip edebilirsiniz. CUMHURIYET SAVCILIĞINA Tarih: 08.09.2022 Konu: 2019-2021 yılları arasında oturduğum bölgede kedi-köpek beslemek bahane edilerek gördüğüm tacizler , iftiralar ve tehditler neticesinde gıyaben usülsüz yöntemlerle yalancı şahit sahte görüntü ve beyanlarla şahsıma yaşatılan surecin şikayet dilekçesidir. Şikayete konu edilen konut adresi: Ortaçeşme Mah. Çayır cad. Hüviyet çıkmazı No 4 D.1 Beykoz İstanbul Mahalleli ile yaşanılan süreç maddeler halinde belirtilmiştir. Ekte de resimler mevcuttur. Dava sürecinde diğer tüm kanıtlar sunulmaya müsaittir. 1- Öncelikle oturduğum bölgede İstanbul-Beykoz Ortaçeşme Mah. Çayır Cad. Hüviyet Çıkmazı'nda bulunan: -Mehtap Hanım ve Eşi Mustafa Bey bunlar elebaşı olarak Ev sahipleri Makbule Kıldı ve Ziya Kıldı ile birlikte yaşadığım tüm sıkıntıları planlamışlardır. -Üst komşular Nihal (Metin) ve kızkardeşi Nilay, ve Eşi Samet hakkımda her türlü iftira taciz saldırı ve hayvanlarıma zarar vermek üzere çalışmışlar ve devam etmektedirler. 26.12.2020 Tarihinde paylaşımım sonrası kapimi rutin bir şekilde yıkarken bana bir sataşmada bulunan Nihal Metin ölçüsüzce hakaretlerini ve attırıcam seni bu mahalleden görüceksin diyerek seviyesiz saldırısını sürdürmüştür. son derece sakince günlük isimi yaptigimi kendisinin sinirlerinin bozuk olduğunu ve yardım alması gerektiğini söyleyerek içeri girmeme rağmen saatlerce Melek hanim ve 5 numarada oturanlar ile olayi terbiyesizce uzatti ve cevap vermedim. Evimden de cikmadim. Kasitli hazirlanmis olduğu cok asikardi. - Yan binadaki Seher Hanım Oğlu Can (özellikle rahatsızlık duyduğumuz kişi) ve eşi Cihan Bey. -Karşı daierede oturan Esin Hanım hayvanlara defalarca şiddet uygulamış şahsıma da çok terbiyesizce saldırılarda bulunmuştur. - Karşimda oturan Melek Yıldız ve Adem Yıldız - Ve bir yan binadaki Deniz Bey de bu ölçüsüz saldırılara ara ara katılmıştır. - Şüpheli bir şekilde uyusturucu bağımlısı oğulları Burak Emre'yi yaz aylarında kaybeden hiç bir bağım selamım bile olmadığı halde bize iftira atma amaçlı hazırlanmış bir tuzak olarak sözde ölüsü sokakta kapımızın önünde bulunan ama ne hikmetse bir haftada güle oynaya taşınan Sevgi Hanım ve Eşi (video drive klasörumde mevcuttur) Son olarak Regaip Kandili sabahi Saat 08.00 civarında 19 Şubat günü duyduğum rahatsizliktan kendisine tepki verdiğim üst komşum Nihal ve Samet kendi katlarında elektriğimi kapatmış ve beni yukarı katlarına çekmek için bunu kasıtlı yapmışlardır. O sırada facebook canlı bağlantıda olarak çıktığım kat da sigortamı açmak isterken evden çıkarak ev sahibi ile üzerime saldırmışlar ve elimden telefonumu alıp canlı bağlantıyı silip beni de darp etmişlerdir. Savcılıkmakamlarına basvuru halinde video ilgili site tarafından ulaştırılacaktır. Beni alenen tehdit ettiği kaydı elimde olan Makbule Kıldı ve Ziya Kıldı tarafından bize burada 2 sene akıl almaz rahatsızliklar verilmis sadece hayvan beslediğim için hakkımda hasta iftirası atılmıştır. Yukarida adı geçen bu kişiler burada bize 2 sene tarifsiz sıkıntılar yaşatmışlardır. Ben hayatımda kimseye zarar vermedim asıl ruh hastası bize bunları yaşatanlardır. Bu sıralamayla belirtebileceğim şahıslar her türlü tehtid, evime izinsiz girip çıkmak, haneye tecavüz, darp etme, alkollü bir vaziyette saldırı, elektrik sigortasıyla kundaklamaya teşebbüs (kanıtı mevcuttur) iftira atma, büyücülük, uyuşturucu satımı ve kullanımı, kundakçılığa teşebbüs, 5199 sayılı kanuna muhalefeten sokak hayvanlarına zarar vermeye kadar, telefonuma girip ben misim gibi oraya buraya mesaj atmaya (telefonun ön kamerasinda yapilan her hareket kayitta oysaki) her türlü suçu korkmadan işlemişlerdir. Kaç kere kaza gibi yapılıp canımıza kastedildiğini saymıyorum bile. Bu oluşumların Melek hanim ve eşi Adem ile ve üst kat Komşularım Nihal (Metin) ve eşi Samet, ev sahibi Makbule Kıldı ve Ziya Kıldı le bağlantı kurduğu cocuklarina iş imkanlari ve okul torpili sagladigi nettir. Evvelce kurye yolu ile gelen telefonlar haricinde whatsapp ve sosyal medyadan şifreli iletişimlerle haberleşmelerini yürütmektelerdir. İletişim biçimleri 1.5 sene öncesinde kendi telefonları ve sosyal medya hesapları ile sifreli whatsapp konuşmaları olmakla beraber son zamanlarda iyice deşifre olduklarından durmadan gelen kurye siparişler ve farklı telefonlarla olmuştur. Bunların her aşaması resim yoluyla mailimde biriktirilmiştir. Dolayısıyla asıl telefonlarınin ve görüşmelerinin incelenmesi zaman alabilir. Üzerime atılmak istenen suç; el yazımı taklitten tutun da değiştirilmiş ses kayıtları ve bana aitmiş gibi sonn derece yakın benzerlerimle çekilmiş sahte görüntüler ile dostlarımı, okul arkadaşlarimi, velilerimi , sosyal medya ve facebook iletişim listemde bulunanları, ve camiâmı etkileyerek iftiralar you ile akıl ve ruh sağlığımın yerinde olmadığı ve sigara dışında hiç bir madde kullanmamama ragmen alkol ve madde bağımlılığı iftirasıdır. Bunu da ben okuluma ya da özel derslerime gittiğim zaman benmişim gibi sahte insanlarla evimde oluşturdukları içki videolarıyla desteklemişlerdir o saatte nerede olduğumun belli olmasına rağmen bu ne cesarettir? Ellerindeki her sahte bilgi ve belgeyi an an nerede ne yaptığımı ispat edecek durumum vardır zaman alsa da. Bu komploloların neticelerini hep birlikte göreceğiz Bu insanlara hic bir mahallede görülmeyecek şekilde kargolar taşınmaktadir 24 saat. Bu çok enteresandır. Kendilerine hiç bir zarar gelmeyecekmiş gibi bir güvenle üzerimize kurdukları bu aşağılık oyunlardaki güveni nasıl edinmişlerdir? YUKARIDA ADI GEÇEN ŞAHISLAR KAMU VİCDANI ÖNÜNDE YASAL SÜREÇLER GÖRÜLDÜĞÜNDE GEREKLİ KARŞILIĞI BULACAKLARDIR. BU KİŞİLER EVİMDE BULUNAN KİTAPLIKTAKİ KİTAPLARDAN BİR PARAGRAFI DAHİ OKUSALAR ANLAYAMAZ İKENve DAHİ KALEME ALDIĞIM MAKALELERİN BİR CÜMLESİNİ DAHİ YAZAMAZ İKEN HAKKIMDA AKIL VE RUH SAĞLIĞI İFTIRASINI NASIL ATABİLMEKTE VE NASIL HİC SUCU OLMAYAN SAYISIZ MASUM CANLIYI SOKAĞA ATTIRARAK BIR DE BUNUNLA EĞLENEBILMEKTEDIRLER? NEREYE KIME GUVENMEKTEDİRLER? YARIN KİMLERE AĞLAYIP KENDİLERİNİ TEMİZE ÇIKARTMAK DÜŞÜNCESİNDEDİRLER? Bunlar ve bunların arkasındakiler bugüne kadar insan onuruyla oynamayı kolay zannetmiş olabilirler ama kimse kendileri ve hizmet ettikleri kadar ONURSUZ, HAYSİYETSİZ,ŞAHSİYETSİZ ve ŞEREFSİZ olamayacağı için bunun bedelini er ya da geç ödeyeceklerdir. Bununla beraber üzerimize kurulan bu kadar ahlaksızlığın sebebi sadece onurlu haysiyetli duruş göstererek yaptığımız paylaşımlardan kaynaklanmayıp çok elim bir şekilde kaybettiğim rahmetli aile bireylerimin miraslar ile iliskili olma ihtimali yüksek olup bizim hiç bir şekilde hak iddia etmediğimiz bir hususta 3 yıldır gördüğümüz eziyetler, uğradığımız iftiralar ve işimiz calışmamıza mani olunarak yapılmaya çalışılan bu iftiranın gerçekleştirilmeye çalışılmasıdır. Adıma ya da ailemden kayıplarım adına başta annem Meral Ozkan olmak üzere var ise bir miras ve hak süreçleri tüm hesapların dondurulmasıni zaten bizim hak iddia etmediğimiz bir varlığın bizim bu kadar canımızı yakanlara da hak etmeyenlere de ulaştırılmaması üzerine şerh konulması istirhamında bulunuyorum. Ayriyetten bunların dışında da var ise adıma ya da Annem Meral Çer veya Merâl Özkan adına ya da diğer aile bireylerimin adına kayıtli miras bildirimi; tapu, gayrimenkul, banka noter ve resmi kurumlarda ne var ise dondurulmasını bu kadar hile karşısında hiç bir uygulama yapılmamasını ani ve süpheli ölümüm ya da başıma iş açılması halinde ise başta bulunduğum ülkenin varlık fonu da dahil olmak üzere hiç bir kişi kurum ve haksız yere hak iddia edenlere teslim edilmemesini önemle arz ederim. Üniversiteyi ve Yüksek Lisansı "Birincilikle" bitirdim. Sayısız konser, makale ve başarılı projelere imza attım.. Sayısız projede teşekkür takdir belgelerim ve ödüllerim mevcut Yazı ve okuma dilinde Osmanlıca-Arapça ve Farsça ile beraber konuşma-okuma-anlama-yazma olarak İngilizce'yi ileri seviyede kullanıyorum. Bu memlekete 18 sene çocuk yetiştirmiş sayisiz sanat projesinde ulusal ve uluslararası ögrenci katkısında bulunmuş sayisiz hayvan besleyen bir öğretmenin kurulan bu tezgah ve iftiralar sebebi ile hem cocuklarini ve öğrencilerini yetiştirmeye mani olunması hem de besledigi hayvanların defalarca mağdur edilmesini kamu vicdanına bırakıyorum. Bir takım tehditler ve baskılar ile kendilerine uydurdukları herkesi buradan sizinle paylaşıyorum bu kahpeliği kuranların arkasından gidecek bir vatan evladı olsun çıkacaktır bu memlekette. Bu kişiler hakkında " Zira; yukarıda adı geçen şahıslardan Ziya Kıldı ve Kadriye Kıldı tarafından 3 Haziran 2021 tarihinde ağır tacize ve saldırıya uğradım kapım kırılarak eşyalarım yağmalandı ve evden atıldı. Toparlanmaya çalışırken hakaretlerine devam ettiler. Hukuki bir karar ve yasal bir sureç olmadığı için yaptıkları gasp ve yağma suçudur. Sonrasında bir süre misafirlikte kaldıktan sonra velilerimden Sn.Türkan Tiryakioğlu'nun yardımıyla Anadolu Hisarı Yeni Mahalle Ömer Besim Paşa Cad. no.45/8 numarali evi tuttum tasindim. Adı geçen şahıslar buradaki ev sahiplerimle de iletişim kurmaya ve evime ben yokken izinsiz girip çıkmaya ahlaksızlıklarını sürdürmeye devam ettiler. O sırada Mehmet Emin Pulatkonak Ortaokulunda göreve başladım. Bizim evimizde huzurumuzu kaçırmaya ve rahatsızlık vermeye devam ettiler. Ve maalesef kurdukları aynı düzen ve ahlaksızlıklarla ve iftiralarla buradaki evimizden de 22.08.2022 tarihinde tahliye edilmemize ve büyük bir mağduriyet yaşamamıza sebep oldular. Bunun akebinde bir emekli olan ve kısıtlı imkanları olan Babam Orhan Özkan'ın evinde misafir oldum oluyorum. Bu kişileri yine yaşadığım alanda gördüm. Şimdi Beykoz'da başlayan sürecin ben Tuzla'ya gelmiş iken de devam etmesi çok şaşırtıcı bu kişiler yaptıkları baskılarla bana yardımci olan insanların da huzurunu kaçırıyorlar. Bu kişiler kimlere güveniyorlar ? Yaptıkları tehtid ve saldırıların hepsinin kanıtı vardır. Bana ya da Babam Orhan Özkan' a Abim Mustafa Özkan'a zarar gelebilecek herhangi bir olayda direk olarak bu kişilerin sorumlu tutacağım. Artık bu kişiler hakkında KONUT DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL SUÇU VE IFTIRALARI NEDENIYLE "BIREYIN ŞEREFİNE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR" ve "ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU" ile "YAĞMA VE GASP SUÇU" ve de "SÖZLÜ ve ELLE SALDIRI" "SOKAK VE EV HAYVANINA VE MALA ZARAR VERME SUÇU" ve "TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇU" KANUNLARI KAPSAMINDA YASAL SÜREÇ BAŞLATILMASI GEREKLİ OLDU. BU MİNVALDE ŞİKAYETİMİN ACILEN DEĞERLENDİRİLMESİNİ İLGİLİ MAKAMLARINIZCA ARZ EDERİM. VE EĞER DAVA AÇMA KANAATİNDE BULUNURSANIZ; BU KİŞİLERİN ELİF KARLI, FUNDA SÜYÜR, PINAR BAŞBUĞ,ELMAS PAMPAL, SEVDA ÖZKAN, KENAN SARICA,MEHMET ZİHNİ SUNGUR, ÖZGE PEKER, MÜESSER İNCİ ÇER VE İLE YILDIZ TİLBE ARASINDAKİ BAĞLANTILARI DA ARAŞTIRMANIZI ÖNEMLE ARZ EDERİM. BİZ BU HADSİZ SÜRECİN İÇERİSİNDEN ANCAK DERİN BİR HUKUKİ ARAŞTIRMA VE SAĞLIKLI SONUÇLARLA ÇIKABİLİRİZ. SİZE BURADA BELİRTTİĞİM YAŞANANLAR SADECE BİR ÖZETTİR.3 SENEDİR YAŞANILAN HADSİZLİĞİN HESABI TUTULAMAZ. ARTIK BU BAĞLANTILARIN HUKUK VE KAMUOYU ÖNÜNDE DE ÇÖZÜMLENMESİNİ YÜCE TÜRK ADALETİNDEN DİLERİM SAYGILARIMLA. O sırada pandemi bitimi dilekcede belirtilmiş olduğu üzere Beykoz Ortaçeşmedeki evimi gasp edilerek tahliye etmek zorunda kalıp Anadolu Hisarı'ndaki evime yerleştiğimde (burada belirtilen hususun taraflarinizca gizli tutulmasını önemle arz ederim) öz babam olan Musevî asıllı iş adamı Üzeyir Garih'in teyzemin kızı Seçil Sarıca'nin eşi olan Kenan Sarıca tarafından öldürüldüğünü kanıtlarıyla beraber öğrendim ve sosyal medyadan ifade ettim ancak bir karşılık bulamadım. Tüm bu yaşanılan bir mirasla ilişkili olunduguni da öğrendim. Ancak vefatından önce annemin benimle paylastığı bu hususu 11 yıldır herkesden saklamış oldugum icin kendisinden herhangibir miras beklentisinde bulunmadığımdan sadece failleriyle dile getirdim. Sürecin sadece Üzeyir Garih ile sınırlı olmadiğını bir zaman yolculuğu yaparak hayatımızda anlam veremediğim tüm sevdiklerimizin ölümlerinin bir tesadüf olmadığını öğrenmek de bunun ardından kısa bir zaman aldı. Ben 10 yaslarındayken 10 Kasım 90 -91 tarihinde hamile olarak intihar ettiğini düşundüğümüz Silivri Mavi Yelken deki yazliğımızdaki komsumuz Aycan Sari'nın ve hemen akabinde samimi olduğu karşı komşularinin şüpheli trafik kazasındaki ölümleri zincirin ilk halkasıydi. Aycan Sarı'nın yine aynı yazlıktan komşumuz ayni okulda okuduğum Gökçe ve Göksel Perksoy'un babalari Levent Perksoy tarafından öldürüldüğünu aslında intihar etmediğini öğrendim. Aycan Teyze'nin karsi komsulari ne biliyordu da hemen onun ölümunün akabinde feci bir trafik kazasiyla öldüler ? Bu zaman dilimi içerisinde biz ikinci yazligimiza tasindigimizda arkadaşım Atilla Eren'le tanistim. Guzel bir cocukluk arkadaslıgı ve flörtle basladik. 1993 yazı yaz sonunda 34 AE 195 plakali Mazda Hacthback arabasiyla Silivri yolunda buyük bir trafik kazasi geçirdik. Kamyonun altını gördük diyebilirim size. Bundan sonra da Atilla Eren'in is yerleri surekli komplolarla iflasa süruklendi ve kendisi sayisiz trafik kazasi yaralanma gecirdi. Üniversite hayatimizda biraz sakinlik yasadik. Yüksek Lisansimizda guzel bir arkadas toplulugu kurduk. Okumuzun son zamanlarinda arkadasimiz Avukat Ela Kurt talihsiz bir trafik kazasında hayatini kaybetti. Onun sonrasinda annemi cok iyi doktorlar bakiyor olmasina ragmenncok talihsiz bir sekilde kaybettim. Ve ondan sonra arkadasim Özlem Hoyman cok elim bir trafik kazasinda öldü. Zaten Atakoy deki evde 2014 yilinda baslayan surec tum bu ölümlerin tamamlanmasiyla baslamisti sanki. Yani herkesi öldürmüşler bir ben kalmisim gibi. Bugün bu son dilimde Anadolu Hisari'ndaki evimi de iftirayla tahliye etmek zorunda biraktiklarinda beni Orhan Ozkan in yanina yerlesince edindigim cikarimlardan bütün herseyin planli oldugu ve görüp görebileceginiz en igrenc en sinsi terör örgütünun aslinda Funda Süyür ve Elif Karlı'nin haketmedikleri bir mirasla nasiplenip herkesi öldurüp benim de ailem olmayan insanlar tarafindan vesayete alinip nasiplenmek istedigi ve bu mirasin getirecegi güç neticesinde memleketi bölmeye kadar ileri gidebileceklerini anladım. Bunu anladigimda da evi terkettim. 3 aydir Balıkesir Akçay da öğretmenlik basvurularimi yapiyor emek vererek edindigim belki de artik yerinde bile olmayan kitaplarim ve esyalarimi getirtmeye calisiyorum buna da musade edilmiyor. Babamın katili olan sulaleye tıkılmam için hersey yapiliyor. Bununla beraber ulaştığım sonuclar bu kadar da değil. Adi geçen mirasın öldurülen arkadaşlarım Ela Kurt ve Özlem Hoyman a ve neyseki hayatta olan arkadaşim Ebru Koptur Baloğlu'na ait oldugunu benim onlarin yerine gecirilerek bi sekilde basima is acilip Funda Suyür ve Elif Karlı ya biraktirilmaya zorlandigini ogreniyorum. Bununla beraber Ela Kurt'un Alaaddin Çakıcı'nin Özlem Hoyman'ın Süleyman Seba'nın ve Ebru Koptur Baloglu'nun da Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdogan in öz çocuklari oldugunu oğreniyorum. Miras in muhatabi olan arkadaslarimin varislerin Japonya baglantisi oldugundan sosyal medya uzerinden durumu Japon Büyükelçiliği'ne bildirdim. Şimdi burada size bu adi gecen igrenc terör örgütünün butün üyelerini yazacagim. Son olarak 2012 yilı 24 Ocak'da vurularak öldurulen Ülkü Ocaklari eski bölge başkanı arkadaşim Aykut Kala vesilesiyle tanıdığım Ülkü Ocaklari eski başkani Sinan Ateş'in ölumüne sebep olmuş bu terör örgutü mensuplarını sizlerle paylaşmak zorundayim. Takdiriniz neticesinde gereği yapılmak zorunda olup şımarıkca herkesin hayatıyla oynayamayacakları canları istedigi gibi adam öldürüp insanlarin yuvasıni yikıp video şantajlarıyla onuruyla oynayıp bu memlekette vatan hainliklerini kendi halinde insanlarmış gibi gözukerek iletişim biçimlerini korkakça sosyal medya üzerinden yapılan subliminal iletişimlerle sürdürüp bu kadar fenalığın neticesinde hiç bir sey olmamış gibi kenara çekilemeyeceklerini bilmeleri gerekiyor. Dağdaki teröristten daha tehlikeli sinsi ve planci olduklarıni söylemek inanın abartıli olmaz. Hepsi Funda Süyür'ün o anlayamadığımız hastaliklı kompleksine ve amaçlarına hizmet ettiğinden ben adını "Funda Süyür Terör Örgütü" koydum. Zira Funda Süyür'ü yetistiren annesi Nevin Süyür gümrük kimyahaneden emekli, Orhan Özkan gümrük komisyoncusu, Elif Karlı'nın cezaevinde hayatini kaybeden eşi gümrukcü Ahmet Cengiz Polat,Elif Karlı ve Orhan Özkan la birlikte hareket eden ancak daha sonra beni tanidiktan sonra tutumu degisen Şafak Akgül gümrük komisyoncusu, Üzeyir Garih'in katili Kenan Sarıca gümrük komisyoncusu. Özlem Hoyman'ın kazada burnu bile kanamayan kocasi Erkan Hoyman gümrükte idi. Gectigimiz aylarda bilgisayar ve cep telefonlari calinan Atakoy deki komsumuz ve tanidigimiz eski manken ve sunucu Nilufer Kurt un elindeki dokumanlar ve alet oldugu rol neydi? Buna artik başka bi isim koyabilir miyiz ? "Funda Süyür Terör Örgütü" Dışında ? ilaveten pandemi bitiminde Şehriban Süyür'ün Funda Süyür'ü figure edercesine Londra'da yaptirdigi "Benim Kürdistanım" diye dünyaya deklare etme şımariklığı da mi size terör faaliyetini ifafe etmiyor. Madem senin kürdistanin al git kürdistanin da yaşa ne diye şımarıklığı icin insanlarin yuvasını yıkıyorsunuz ? Sizin başka bir ad varsa bildiğiniz bilemem bu başlı başına "funda süyür terör örgutu"dür. Şu saatten sonra sizlerden bekledigim görev tanımlarınızda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti bireylerinin barınma yaşama sosyal haklar çalışma ve güvenlik konularında herkesin önündeki yetkinizi kullanmanız ve bu topluluğun canlari istediği gibi insan hayatıyla insan onuruyla ve masumların canıyla oynamasına daha fazla müsade etmemenizdir. Terör örgutü listesi aşagıdadır. Bunların bir kısmı yaptiklari çirkinliklere Atatürk'ün adını alet edip kürt-alevi-pkk sevişgenliği yaparken bir kısmi da Allah için diyerek Allah'ın kitabında ve Kutsal Yasa'da yasaklanan ne varsa hepsini dini alet ederek gerçekleştirmektedirler. Kurumlarınıza ve bilgilerinize saygılarımla arz ederim FUNDA SÜYÜR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GENİŞLETİLMİŞ YENİ HALI OLARAK DÜŞÜNSENIZDE BU YAPILANMA EVVELCE HEPSI BIRLIKTI ŞİMDİ BIRBIRLERINE KARŞIT GRUPLAR HALINDE HAREKET EDIYORLAR ANCAK ORTAK NOKTALARI NE TARAFA DÖNERSENIZ DÖNÜN CIDDI OLARAK ALMANYA EKSENLI KURGULANAN BIR ES ES TERÖR YAPILANMASI KENDI HALINDE INSANLAR GIBI GOZUKMELERINE ASLA INANMAYIN BIR AN ONCE BELIRTTIGIMIZ ISIMLERDEN YOLA CIKILARAK PAMPAL KILDI PERKSOY ÖZKAN VE SÜYUR SULALELERININ VE BUTUN MEMLEKETI TURLAYAN BEYKOZ ORTACESME CAYIR CAD HUVIYET CIKMAZINDAKI SAHISLARIN KONTROL VE TAKIBIYLE BUBSURECI ATLATABILECEGIZ ! 1- BENİM KAN BAĞIM OLMAYIP FUNDA SÜYÜR İÇİN İÇİNDE YETİŞMEK ZORUNDA BIRAKILDIĞIM AİLE BİREYLERINDEN OLAYA DAHİL OLANLAR: ORHAN ÖZKAN - SEVDA ÖZKAN - MİYESSER İNCİ ÇER- KENAN SARICA 2- VİDEO ŞANTAJCILAR ALİ ÖZTÜRK-RÜZGAR ÇETİN-ŞEHRİBAN SÜYÜR 3- BEYKOZ ORTAÇEŞME ÇAYIR CAD HÜVIYET MAHALLESINDE TOPLANMIŞ HER TÜRLÜ SUÇU KORKMADAN İŞLEYEN ELİNİ KOLUNU SALLAYA SALLAYA HERYERE GİDEBİLİP HERKESE BULAŞAN BÜYÜYLE İŞKENCE YAPAN MAHALLELİ 2- KADRİYE KILDI ( DAEŞ BAĞLANTISI OLMA İHTİMALİ ÇOK FAZLA) 3- ZİYA KILDI 4- NİHAL.METİN VE KOCASI SAMET 5- CAN VE SEHER-DENİZ 6- GÜLAY, MEHTAP VE MUSTAFA VE O GÜRUH 4-ELMAS PAMPAL 5-ELİF KARLI 6- ERKAN HOYMAN-KENAN SARICA 7- AYFER SİTOÇİ MAK 8- BAYRAM SELÇUK İŞCAN-ÖZLEM POLAT 9- YÜKSEL PERKSOY-LEVENT PERKSOY-GÖKÇE PERKSOY-GÖKSEL PERKSOY- ARKADAŞLARI SEVİM TEYZE NIN OĞLU POLAT 10- CİHAT AŞKIN - İLKER ÇELİK -YASİN TOPDEMİR 11- İSTANBUL BAHÇELİEVLER ÖMÜR ARKASI GÜR APT 8 NO DA OTURAN YAŞAR VE HALİS. Bu listeye ilaveten belirtmek istedigim hususlardan biri de bu (Fethullah gulen siz bir fetö) feto terör örgutünun baglantisi olan Vediikiper Anaokulu ndan tanimis oldugum Nur isimli şahis, Orhan Özkan Ayfer Sitoci Mak Elmas Pampal Kadriye kildi Funda Süyür ve pek cogunun Almanya baglantisi oldugudur. Buradaki gorunen yüzunün bir ayagi orada olup. Alet olunmaya calisildigim sorumluluk cok büyüktür. Ilaveten cocuklugumdan beri bulasmaj icin intikam uydura uydura bitiremeyen güruh yine duzenini kurmus 2000-2001 senesinde Orhan Ozkan'in gümrük musavirligi yaptigi Lokman Bey'in Istanbul Şirinevler'deki nakliyat firmasina yardimci olarak giren asli kazgan hatice ya da elmas pampal yarattiklari uygunsuz meclisle Orhan Özkan in da fitratinin musait oldugunu bildiklerinden bir taciz tecavuz hikayesi yaratarak benim hayatimla oynamak uzere gayet ahlaksiz bir bahane edinmislerdir. O uygunsuz beraberlikten dogan Kerem i de ellerinde koz olarak kullanmaktadurlar Baska usyeri mi yok ? Cocugun sucu ne ? Biz daha ne kadar ugrasacagiz bu yapilanmayla ? Burada adi gecen hic kimse kendi halinde insanlar degillerdir kurguladiklari faaliyetlerde kendilerini ve cevirdikleri rezaletleri o kadar ustaca kurgulamislardir siz suclu cikarsiniz bunun sonunda.Bu buyuk aklaksiz ve skn derece ilkesiz bir es es terör örgütüdür. Dilekcemin ve aciklamalarimin acilen dikkate alinip icine tikilmaya calisildigim sulalelerle uzerinden bu memlekete kurulmak istenen ne varsa tüm baglarimin yetkilerinizde olan ozel programlar cercevesinde kopartilmasini da ilaveten talep ederim. Bu ikili ve baglantilari Cumhurbaskani ni dahi zor durumda birakan olusumlar ne ise bu ulkedeki tüm faili mechullerin de sebebi onlardir. PEKİ ÇÖMEZ AILESININ FUNDA SÜYÜR'ÜN KANCIKLIGI ICIN ETRAFIMIZA SARILMIS SULALELER ARASINDA ROLÜ NEDIR ? BEYKOZ ORTA CESME DE OTURAN SEHER'IN OGLU CAN TURHAN COMEZ IN NESI OLUYOR ? IKBAL HANIMIN KIZI MI FUNDA SÜYÜR? TURHAN COMEZ ILE ELIT RESIDENCE DEKI 2004-2009 YILLARI ARASINDAKI GORUSMELERIMIZ NEDEN BILMEDIGIM BASKA INSANLARLA YASANMIS GIBI LANSE EDILIYOR ? EBRU KOPTUR BALOGLU NUN MIMAROBADAKI EVINE GITTIGIMDE 2013 YILINDA ARKAMIZDAN GELEM NIHAL SAMET VE CAN ILE KAPININ ACIK BIRAKILIP EBRU HANIMIN GOZUNU BANYODA TEDAVIEDERKEN ICERI GIRIP 3 YASINDA BIR COCUGUN ULASAMAYACAGI BIR YERDEN BIR BARDAK CAY LA ARKAMIZDAN GIRILEREK HASLANIP BANA BULASMALARINDAKI GEREKCE NEDIR ? NIHAL METIN VE SAMET METIN LE AKRABALIKLARI NEDIR ? ELMAS PAMPAL'IN BENI HERKESE KOTU GOSTERMEYE CALISIP KENDI SULALELERINE TIKMA PLANININ BIR PARCASI MIDIR ? PAMPAL SULALESININ BU AY KI UYUSTURUCU MALINI CALDIKLARI PARALAR ODEMEYE EMINE HN IN ALTINLARI YETMEDI MI DE BIZIM IKIDE BIR DE DUZENIMIZ BOZULUYOR ? INSANLARIN KARISINI KIZINI PESKES CEKMEYE UTAN MIYOR MUSUNUZ ? FUNDA SUYUR ELIF KARLI CAKMA OZGE PEKER ELMAS PAMPAL ESRARKES YILDIZ TILBE NIN KAPRISLERI ICIN OLDURULEN INSANLARIN RACONU NIYE BIZE KESILIYOR ? FUNDA SUYUR UN KANCIKLIGI ICIN DOGURACAGIMIZ COCUGA BILE MI AHKAM KESILECEK ? BASKA INSANLARLA ÜZEYIR GARIH, GAFFAR OKKAN, ABDULLAH CATLI, ÖZDEMIR SABANCI, , UGUR MUMCU BU MEMLEKETTE ORHAN ÖZKAN, MUSTAFA SÜYÜR, MUSTAFA PAMPAL, BAYRAM SELÇUK İŞCAN, ZIYA KILDI KADAR ONEM GÖRMEDI ! KEZA SINAN ATEŞ KENAN SARICA VE ALI ÖZTÜRK KADAR DEGERLI OLMADI ! Benim gelebildigim yer bu ₩kadardir.BULASMAK ICIN INTIKAM UYDURA UYDURA BITIREMEYIP VATAN HAINLIKLERINDE UYUSTURUCU TASERONLUKLARINDA KATILLIK BUYUCULUK IFTIRA VIDEO SANTAJCILIK VE SAPIKLIKLARINA EMNIYET SIBOBU YAPMAYA CALISAN INSANLARIN KILIGINA KIYAFETINE YASAMINA YAPACAGI ISE DOGURACAGI COCUGA BILE AHKAM KESIP HAKETMEDIKLERI MIRASLARLA NASIPLENIP INSANLARIN KARISINA KIZINA EL KOYUP PESKES CEKME AHLAKSIZLIKLARINA KIM DUR DIYECEK ? SAVCILIGA DILEKCE VERIYORUZ EMNIYETE GIDIYORUZ KABUL EDILMIYORUZ TURKIYE CUMHURIYETI BIRIMLERINE YAZIYORUZ MUHATAB BULAMIYORUZ ? BU SULALELERDEN KIMSEYLE AKRABALIK BAGIM VE YAKINLIGIM YOKTUR. Aciklamalarim bu kadardir. BBenim geldigim yere kadar gelen öldürülüyor zaten bu ülkede. Saygilarimla. HEDIYE DİLEK.ÖZKAN Alıntılanan metni göster

2 Haziran 2023 Cuma

ÖZGEÇMİŞİM

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı : Dilek Özkan Doğum Yeri ve Tarihi : İstanbul 09.03.1979 Medeni Hali : Bekar Uyruğu: T.C e-mail: hdilekozkan@gmail.com ÖĞRENİM DURUMU 1985-1990- Halil Vedat Fıratlı Pansiyonlu İlkokul Yeşilköy 1987-1990- Özel müzik dersleri ve org eğitimi –Yurdaer Doğulu Sanat Merkezi 1990-1996- İ.T.Ü.T.M.D.K. Devlet Konservatuarı Orta Okul-Lise 1996-2000- İ.T.Ü.T.M.D.K. Müzikoloji Bölümü 2000- Mezuniyet :Bölüm Birinciliği Derecesiyle, 2005-2007- Master: İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji Ana Bilim Dalı. Pedagojik Formasyon almıştır. 2007- Mezuniyet: İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Müzikoloji Ana Bilim Dalı Master Programı. 2009- Doktora :İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji Doktora Akademik Çalışmalar, Yayınlar ve Kişisel Araştırmalar: Avrupa Sanat Müziği Bağlamında Eleştiri (Yüksek Lisans Tezi) Müzik Eleştirisinde Bir Duayen-Orkestra Dergisi/2006-sayı:377 Opera Eleştirisinde Müziksel Unsurlar-Porte-İTÜ Müzik Bilimi Kulübü Dergisi İŞ TECRÜBESİ ve ETKİNLİKLER Müzik Öğretmenliği: 2019-2022 Mehmet Emin Pulatkonak Ortaokulu Müzik Öğretmenliği 2018-2019 Beykoz Anadolu Lisesi 2016-2018 Tuzla Caz Muzik Sanat Merkezi Ozel muzik dersleri ve akademik etkinlikler. 2014-2015 Doktora Süreci. Notre Dame De Sion Lisesi İlköğretim Okulu:5 Yıl 2008-2013. Neşe Erberk Ana Okulları 2006-2012 Ana Okulu Etkinlik Koordinatörü ve Müzik Öğretmeni Müzik ve Eğitim Organizasyonları ICTM (International Council for Traditional Music) IV. Toplantısı-Görevli-1998 Birth of Music – Sahnelenmiş Tiyatro Oyunu –23.05.2004 Yunus Emre Kültür Merkezi Yazan – Sahneleyen ve Sunan : H.Dilek Özkan Seminer: Avrupa Müziği Tarihi’nde Eleştiri - İTÜ-19 Nisan 2007 İTÜ TMDK 33. Kuruluş Yıldönümü Kongreleri – Görevli : 02.03.2008-06.03.2008 Radyoculuk – İstanbul Fm 2 yıl Çocuk Oyuncuların Oyuncu Koçluğu Ajans Film Colony Konser ve Şölen Organizasyonları Koordinatörlüğü Pera Uluslar arası Festivaller Perküsyon Grubu ile Katılım Joyfull House Okulları Müzik Organizasyon Etkinlik ve Sunuculuk Uluslar Arası Pera Müzik Festivali- NDS Percussion Ensemble Ödülü. 25.05.2011 Özel Neşe ERBERK Ana Okulları AVM tanıtım etkinlikleri Aralık-2011 Özel Neşe ERBERK Ana Okulları Yıl Sonu Şöleni Sunuculuk Haziran-2012 Enstrümanları: Piyano, Klavye-Org, Ritim ve Orff Çalgıları, Bongo, Gitar (Elementary düzeyinde), Ud, Flüt. Eğitim Verdiği Alanlar ve Yaş Grupları: 3-6 Yaş Piyano/Org-Ritim-Orff-Koro, 7-14 Yaş: Piyano-Ritim-Orff-Org-Gitar-Koro, 14 Yaş ve üzeri: Piyano,Org-Ritim- Koro. Tüm Yaş Gruplarının Genel Müzik Eğitimi, Müzik Kültürü. Çalıştığı Müzikler: Batı Müziği, Çağdaş Müzik ve Marşlar, Dünya Müzikleri, Geleneksel Müzikler, Çocuk korosu, Çocuk Perküsyon Grupları. Eğitim Anlayışı: Yaş gruplarının gelişim özelliklerine göre öncelikle müzik sanatını sevdirmek ve aktiviteler ile müzik kulağı, ritmik duyum, müziksel estetik ve beceri kazandırmak. 1.5-6 yaş grubu etkinliklerinde oyun ve dramatizasyon ile müziksel algı ve verim kazandırmak. 9-14 yaş arası çalışmalarda müzik eğitimini sanat verimliliğine dönüştürmek . Bir Dersim Nasil Geçer ? Öğrencilerin düzeylerine uygun bir bestecinin İngilizce-Türkçe tanıtımı ve ona dair bir eser dinletisi ile dersimizi açarız. Koro sınıfları ise ses egzersizimizi yaparız, branş olmayan sınıflarda o dersin işlenişini ve içeriğini paylaşırız. Mutlaka bir enstrüman tanıtımı yaparız. Törenler ya da belirli gün ve haftalara ait etkinlikler ne ise ona yönelik çalışmalar yaparız. Ritim-Perküsyon çalgıları ile ritmik algıyı geliştirirken öğrencinin bir enstrümana yakınlık duyması amaçlanır. Okul dışı ders alan öğrencilerin motivasyonunu geliştirmek için dersimizde zaman zaman onların etkinliklerini arkadaşları ile paylaşmalarına izin veririz. Blokflüt, Piyano, Org, Ritim Aletleri ile dersi renklendiririz. Ana sınıflarında mutlaka bir Orff etkinliği yaparız. Enstrümanlarımızı oyun yolu ile tanıtırız. 4dk.lık müziksel bir video izletiriz. Şarkılarımızı hareketler ile çalışırız, eğlenerek seslendiririz. Etkinlikler: Çocuk ritim grupları ve sahnelenmesi, piyano resitali, koro: İngilizce-Türkçe, dinleti saatleri; klasik müzik dinletileri, çocuk şarkıları ve klasik müzikli masallar, şarkı ve müziklerin dramatizasyonu. Hafta sonları Kış Okulu ve Yaz Okulu kapsamında bireysel veya grup müzik çalışmaları; Org, Piyano, Gitar, Ritim. Okul tanıtım günlerinde grup katılımları ile ritim ve müzik workshopları; veliler ve çocuklar için. YABANCI DİL İngilizce: Akademik Düzeyde BİLGİSAYAR Microsoft Office Programları – İleri Derecede, Müzik Yazılımları ve Multimedia programları. ALINAN SEMİNER VE KURSLAR İNGİLİZCE 1997-2003-Elementary-Pre –Intermediate-Intermediate-Upper-Intermediate- Advance – ÜDS İ.T.Ü. Eğitim Tesisler i2003-2004 – Akademik İngilizce – Özel Fono Eğitim Kurumları 2007. Toefl : İstanbul Lisan Merkezi BİLGİSAYAR Windows XP, Microsoft Office: Digital Müzik Yapım Programları KİŞİSEL GELİŞİM Etkili İletişim Becerileri Programı Zamanı Verimli Kullanma Toplam Kalite Yönetimi Sunum Teknikleri İNKA Eğitim Danışmanlık PYP-MYP Eğitimleri – Piray Özalp Tüm eğitimlerin sertifikaları ve belgeleri mevcuttur. Orff Eğitimi - Onur Erol Atolye REFERANSLAR: Doç.Dr. Şerife Güvençoğlu İTÜ 0212 293 13 00 Prof.Yalçın TURA ESERLERDEN ÖRNEKLER 1- https://youtu.be/5lyVjskgMnI?si=D3iBOiYDAeB8fNgq 2- https://youtu.be/lG19JLooMDU?si=hhjGFmwQp4eL8K9m 3- https://youtu.be/VBRCiK8QaT0?si=nWOgIEssW5WARRx0 4- https://youtu.be/vFaT5rG9yYI?si=RTEy7XjlU9hL4baK 5- https://youtu.be/dbcZVxCDoPQ?si=cgr8pf5z4QmcZJm3 6- https://youtu.be/dbcZVxCDoPQ?si=cgr8pf5z4QmcZJm3 7- https://youtu.be/MP4Pd7QGiQE?si=nDkVZF08hcU1ETbc

12 Mayıs 2023 Cuma

SANA SÖZ !

Özür dilerim... Onlara benzedigim icin... Ölçüyü kaçırdiğım için... Üzerime geldiğinizde cıkıslarim icin... Siradan bir muzik ogretmeni bir akademisyenken bunlarin mafya anasi tiplerine donustugum icin ... Ama.. SANA SÖZ ! SANA SÖZ ! O kibar muzik ogretmenini geri getirecegim... SANA SÖZ ! O sevmedigin silahli adamlarla hic isim olmayacak... SANA SÖZ ! Gücümü en baskici gunlerde senin gibi baskiya meydan okuyan cesaretimden alacagim mafyadan silahlardan degil... SANA SÖZ ! Hassasiyetlerimi surdururken farkliliklara saygi gosterecegim... SANA SÖZ ! Kimseyi tehtid etmeyecegim... Saygisizlik etmeyecegim... O caliskan bilgili duyarli kizi geri getirecegim... SANA SÖZ ! Yine baharlar gelicek... SANA SÖZ ! Guzel bir dünya yaratmak isteyenlerin acilarini asla unutmayacagim... SANA SÖZ ! Ugur Mumcu'lar özgürce yazacak... Nazim Hikmet'ler muzikallarle sahnelenecek... Cocuklar ozgürce oynayacak.. Kadina saygi duyulacak.. Bir bayrak altinda herkes ozgurce yasayacak.. SANA SÖZ ! Bu bugun olmasa da bir gün mutlaka olacak... '

5 Haziran 2022 Pazar

GEZİ'NİN AĞAÇLARI

 SN.OSMAN KAVALA'NIN BİR GÜN GAZETESİNDE YAYINLANAN MEKTUBUNU PAYLAŞIYORUM SİZLERLE;


Osman Kavala

“Tapınaktır ağaçlar. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilen hakikati öğrenir. Öğretiler ve reçeteler vaaz etmez onlar, münferit şeylere aldırmadan hayatın kadim yasasını söylerler.”
Herman Hesse, Ağaçlar

BirGün’ün Gezi Direnişi’ne ayırdığı geçen Pazar Eki’nde Gezi’nin sosyoekonomik nedenleri ve siyasi anlamı hakkında açıklayıcı, kapsamlı yazılar yayımlandı.

Ben direnişi başlatan “birkaç ağacın sökülmesi” olayı ve bu kapsamda ağaçlarla ilişkimiz üzerine birkaç şey eklemek istiyorum. Güray Öz’ün bu sayıda çıkan yazısındaki, “Önce, toprağı, yeşili, ağacı korumak için içgüdüsel, kendiliğinden ama bastırılması güç bir hareket olarak kendisini gösterdi son zamanların en demokratik, en meşru direnişi” cümlesi bana Gezi’de ifade bulan tepkinin gücü, içgüdüselliği ve meşru olma niteliği arasında güçlü ilişkiler olduğunu düşündürdü. Gezi öncesi, insanları bunaltan, özgürlüklerine, yaşam biçimlerine yönelik bir dizi müdahale olmuş, çevreye zarar veren, kentsel dokuyu, kültürel mirası tahrip eden bir dizi proje hayata geçirilmişti. Bu bakımdan, Gezi Parkı’nı yok edecek yapılaşmanın ilan edilmesi ve hızla bu işe girişilmesi, bardağı taşıran son damla olarak görülebilir.





GüncelYazarlarSiyasetDünyaAvrupaBirgün EgeBirgün Pazar

Gezi’nin ağaçları

Gezi davasında hukuksuz biçimde ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Osman Kavala’nın Silivri Cezaevi'nden BirGün Pazar için gönderdiği mektubu yayımlıyoruz.

BİRGÜN PAZAR05.06.2022 09:20

-A+



Osman Kavala

“Tapınaktır ağaçlar. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilen hakikati öğrenir. Öğretiler ve reçeteler vaaz etmez onlar, münferit şeylere aldırmadan hayatın kadim yasasını söylerler.”
Herman Hesse, Ağaçlar

BirGün’ün Gezi Direnişi’ne ayırdığı geçen Pazar Eki’nde Gezi’nin sosyoekonomik nedenleri ve siyasi anlamı hakkında açıklayıcı, kapsamlı yazılar yayımlandı.

Ben direnişi başlatan “birkaç ağacın sökülmesi” olayı ve bu kapsamda ağaçlarla ilişkimiz üzerine birkaç şey eklemek istiyorum. Güray Öz’ün bu sayıda çıkan yazısındaki, “Önce, toprağı, yeşili, ağacı korumak için içgüdüsel, kendiliğinden ama bastırılması güç bir hareket olarak kendisini gösterdi son zamanların en demokratik, en meşru direnişi” cümlesi bana Gezi’de ifade bulan tepkinin gücü, içgüdüselliği ve meşru olma niteliği arasında güçlü ilişkiler olduğunu düşündürdü. Gezi öncesi, insanları bunaltan, özgürlüklerine, yaşam biçimlerine yönelik bir dizi müdahale olmuş, çevreye zarar veren, kentsel dokuyu, kültürel mirası tahrip eden bir dizi proje hayata geçirilmişti. Bu bakımdan, Gezi Parkı’nı yok edecek yapılaşmanın ilan edilmesi ve hızla bu işe girişilmesi, bardağı taşıran son damla olarak görülebilir.

Ancak, bu ‘son damla’nın öncekilerden farklı bir özelliği de olduğunu düşünüyorum. Kanaatimce günlük yaşamın parçası olan parkta ağaçların sökülecek olması, sadece çevreye verilen zarardan dolayı insanları rahatsız etmedi, daha derin ve güçlü bir içgüdüsel tepkiyi de tetikledi. Ağaçlarla aramızda duygusal bağlar var. Ağaçların bizlere güzel gözükmesinin, estetik duygularımıza hitap etmesinin kökeni çok eskilere dayanıyor. Evrimimizin erken dönemlerinde beslenmenin yanı sıra tehlikelere karşı korunmak için de ağaçlardan faydalandık, ağaç üstlerini güvenli yerler olarak kullandık. Şehirlere yerleşip dört duvar arasına kapanmamız bizi ağaçlardan uzaklaştırdı. Bu eksikliği uzaktan ağaçlara bakarak ve duvarlarımızı, içinde ağaçların olduğu manzara resimleriyle süsleyerek gidermeye çalışıyoruz. Her şeyin metalaştığı rekabetçi toplum düzeninin, iş güvenliğini de ortadan kaldıran bir kaos haline dönüşmesi, dijital, sanal alemin hayatlarımızı gittikçe daha fazla işgal ediyor olması, Franco Berardi’nin söylediği gibi, duyusal ve duygusal yoksullaşmaya yol açıyor. Bu kaos ortamına, temel hukuk ve demokrasi kurallarını çiğneyen otoriter yönetim, insan hayatına değer vermeyen kamu politikaları eklendiğinde insanlar bıkkınlaşıyor, hayattan tat alamayacak hale geliyorlar. Böyle bir ruh hali içinde, insanların her şeye rağmen varlıklarını devam ettiren diğer canlılarla ilişki kurmalarının sağaltıcı bir etkisi oluyor. Parklarda kendimizi iyi hissetmemizin en önemli nedeninin ağaçlara yakın olmanın verdiği güven hissi olduğunu düşünüyorum.

Gündelik hayatımızın parçası olan, temel insani bir ihtiyaca karşılık veren parkın, bir alışveriş mabedini inşa etmek için yok edilmesi, bunun için ağaçların sökülmesi, sanırım varoluşumuzla ilgili tehlikeleri içgüdüsel olarak hissetmemizi, bu konuda zihnimizin daha berraklaşmasını sağladı, böylelikle kendimizi, hayatımızı savunmak için bize ilave enerji kazandırdı.

Gezi Parkı’na iş makinelerinin girmesiyle birlikte İstanbul’un semtlerinde ve birçok şehirde farklı dayanışma eylemleri, protesto gösterileri düzenlendi.

Bunları kumanda eden ortak bir beyin yoktu ama hareketin kalbi vardı; kalbi Gezi Parkı’ydı. Parkta toplanan gençlerin sergilediği dayanışma, düşünce, ya da ideoloji farklılıklarını önemsiz hale getirdi, parkı, ağaçları koruma eyleminin temelindeki ahlaki haklılık protesto eylemlerine güçlü bir meşruiyet kazandırdı.
Bu bakımdan, Gezi deneyiminin dünyada yaşanan neoliberal düzene ve bu düzenin simgelerine karşı düzenlenen eylemlerden bir farkı var. Kamu çıkarlarına zarar veren bir kurum, yabancı bir mekân işgal edilmedi. Gençler, içinde kendilerini iyi hissettikleri, ağaçlarla, yeşille bütünleştikleri, ortak bir yaşam oluşturdukları bir parkı despotça bir müdahaleye, bir işgale karşı korudular. Bu davranışın sağladığı moral güç ve enerjinin başka tehditlere karşı tavır almalarını da kolaylaştırdığını düşünüyorum. Bu nedenle Öz’ün aynı yazıda yaptığı “Biz Gezicilerden ağaçları korumanın pek çok şeyi korumakla mümkün olduğunu öğrendik” değerlendirmesinin tersinin de doğru olduğuna inanıyorum. Ağaçları korumak için harekete geçme, bir arada davranma içgüdüsü, başka birçok şeyin korunması için bizi daha duyarlı ve kararlı hale getirdi.

Gezi Parkı insanların otomobilleriyle ziyaret ettikleri bir yer değil, Taksim civarında yaşayanların, çalışanların yararlandıkları bir mekân. Orada sohbet eden üniversiteli gençleri, maç yapan ayakkabı boyacısı çocukları, hava almaya çıkmış apartman görevlilerinin ailelerini, Taksim Meydanı’nı seyreden Suriyeli göçmenleri görürsünüz. Parka gitmek sadece ağaçları değil, toplumu oluşturan farklı kesimlerden insanları da yakından izleme fırsatı verir. Eşit ve farklı bireyler olarak aynı mekânı paylaşmaktan huzur duymak, keyif almak bir arada yaşamak için değerli bir deneyimdir, başka yerlerde böyle bir, bir aradalık olmaz, alışveriş merkezlerinde hiç olmaz.

Gezi davasının da ağaçların sökülmesine benzer bir etki yarattığına inanıyorum. Gezi davası, Cumhurbaşkanı’nın Gezi’yi kriminalize eden söylemine dayanak olması amacıyla başlatılan bir cezalandırma ve aynı zamanda algı oluşturma girişimiydi. Yani, bir “gösteri davası”ydı. Ancak siyasi yönlendirmeler ve uygulanan çelişkili taktikler sonucu hukuk normlarından, olağan yargılama usullerinden o kadar uzaklaşıldı ki dava amaçlananın tersi bir etki yarattı. Çoğulcu, eşitlikçi bir kent hayatını savunan insanların ağır cezalara çarptırılmaları Gezi’nin meşruluğuna gölge düşürmedi; aksine mahkemenin meşruluğunun sorgulanmasına neden oldu, yargının bu şekilde kullanılmasının tüm yurttaşlar için ne kadar ciddi bir tehdit teşkil ettiğinin herkes tarafından görülmesini sağladı. Bu durumun da birlikte barış içinde yaşama içgüdüsünü tetikleyeceğine, hukuk devletinin kurulması doğrultusunda güçlü bir iradenin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağına inanıyorum.

Öz’e katılıyorum, “Gezi, öncesi, şimdisi ve geleceği ile genişleyen hak, hukuk mücadelesinin yasallığının, meşruiyetinin adıdır.” Bunu da sanırım, kısmen, Gezi’nin ağaçlarına borçluyuz.

Gezi Direnişi


16 Mayıs 2022 Pazartesi

ÇELİK'İN SEVENLERİNE "HEDİYE"Sİ....

 



Bu ay içerisinde pandemi de iyice durgunlaşan müzik hayatında özlediğimiz bir yaz sezonu çıkışı yaşadık. Bu yaza damgasını vuracağını düşündüğüm albüm sezonu; Türk Pop Müziği'nin duayenlerinden Akademisyen ve Yazar Sn.Dr.Çelik ERİŞÇİ'nin müzik hayatının hepimizde oldukça romantik izler bırakan seçkin şarkılarından oluşan "Hediye" si ile açıldı. 

Hareketli bir başlangıçla bir dönem listeleri sallamış "Ateşteyim" bizi o yıllara götürdüğü gibi yenilenmiş alt yapısıyla da günümüz soundlarını bize yaşatıyor. 
Ve hepimizin "Aşk" dendiğinde duygularına tercüman olan ilk dinledigimizde kendimizi alamadığımız "Hercâi" tüm zamanların aşkı, kederi, özlemi, çaresizliği dile getiren, Türk Pop Müziği'nin kült eserlerinden olup bu albümde biraz farklı bir rock sounduyla karşımıza çıkıyor. Benim gibi klâsikten vazgeçemeyenler için ilk versiyonu her zaman eşsiz olsa  da bu yeni sound ile de bu eser geleceğe aktarılacaktır  
Ve yaz akşamlarının hafif çakırkeyf gezmelerinde aşka isyanımızın en keyifli anlatımlarından biri olan "Meyhaneci" çok güzel bir düzenlemeyle albümün 3.sarkısı olarak karşımıza çıkıyor. 
Ve yine Çelik'in hareketli şarkılarından bu yaz aylarını neşe ve duygusallıkla geçirebileceğimiz "Yaman Sevda" Rock ve Pop soundlarıyla yapılmış yeni bir düzenlemeyle albümün 4.şarkısı olarak yer alıyor. 
Ve hareket devam ediyor...
Yol ayrılığının en giderli ve hareketli şarkılarından biri "Sen yoluna ben yoluma" zaten çeşitli versiyonlarını düetlerle dinlediğimiz bir eser olarak albümde bulunuyor. 
Duymayan anlamayan bir kalbe sesini duyurmaya çalışmak kadar zor birşey yok bu hayatta. Çelik'in bu albümdeki 6.şarkısı "Bu Şehirde" tam olarak bu seslenişin müziksel hali işte. 
"Kim daha çok seviyor ? "
Biz bu sorunun cevabını hiç bilemedik. Her zaman kalbin en derininden gelen cevap doğrudur. Yine çok sevdiğimiz bu eseri 7.sırada dinliyoruz.
"Nazına Ölüyorum" benim en sevdiğim şarkılardan biriydi ilk çıktığında. O günlerdeki etkiyi bugün yine hissetmek geçmiş ile gelecek arasında durmak gibi. Bu müthiş eseri bizlere yeniden hatırlattığı ve sonsuzluğa adanmiş 8.sayının şarkısında görmek çok güzel. 
Vedaların sitemkar alaycılığındaki hareketliliğini gördüğümüz "Güle Güle" şarkısı yine günümüze uyarlanmış sounduyla albümde yer alıyor. 
Vazgeçişlerin, kopuşların, ayrılıkların en yutkunamadığımız anların eserlerinden biridir "Kızımız Olacaktı" . Aynı ilk günki derinliğini korumuş bu albümde de. 
Ve bir özlem, bitiremeyiş itiraf niteliğinde bir eser de "Dilberim" Albümün 11.şarkısı. Yine ilk versiyonunu da dinlemenizi önereceğim bu çok kıymetli eserin romantizminin yeri ayrıdır.4
"Dert Yakamdan Düşmüyor" daha yeni eserlerden seçilerek albümde yer almış. 
Kader bir fırsat daha verir mi ? bilmiyoruz. Kader her an yeniden yazılıyor. 
Albümün hareketli eserlerinden "Dongi Dongi" ise hareketli yapısına rağmen bir hayli duygusal.
Ve yine bu albümde görmekten çok mutlu olduğumuz bir Çelik klasiği "Benimle Kal". Alışkanlıklarından vazgecemeyen biri olarak yine ilk versiyonunu da önereceğim bir eser Size. 
Arka arkaya yoğun duygusallığa sürükleneceğimiz bir eser daha. 
Vazgeçememek, bırakamamak...
Ve son noktayı koymak...
"Veda etmem ben bu aşka"
"Vazgeçmem bu son söz sana"

Sn.Dr. Çelik ERİŞÇİ Hocamızın bu kıymetli eseri, sevenlerine özenle hazırladığı "Hediye" albümü için kendisine sonsuz teşekkürler. 
Sanırım bizim ilk aşklarımızı yaşadığımız bu şarkılar gelecek nesillerin de ilham kaynağı olmaya devam edecek... 
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkurler...
Saygıyla...